Rapordan alıntı:

...Ticari, konut amaçlı ve endüstriyel yapı projelerinin ‘eski’ olmazsa olmazları artık birçok yerde enerji, ulaşım, iletişim ve teknoloji ve diğer önemli sivil ve sosyal altyapı projelerinden sonra gelmeye başladı.

Bu değişim çoğunlukla kentsel büyümenin artan baskısıyla ortaya çıkıyor; 2050 itibariyle şehirde yaşayanların dünya nüfusunun yüzde yetmişini oluşturacak kadar artacağı düşünüldüğünde, şehirleri dolduran milyonlara etkin ve güvenilir bir destek ağının sağlanması için inanılmaz bir baskı olduğu anlaşılıyor.

Bunun yanı sıra, devam eden ekonomik istikrarsızlık sektörün birçok bölümünü etkilerken, altyapı büyüme için öylesine hayati bir önem taşıyor ki en çok nakit sıkıntısı çeken devletler bile kaçınılmaz olarak altyapı konusuna öncelik vermek durumunda; aksi takdirde vatandaşlarının yaşam tarzlarında ciddi bir değişimle yüzleşmek zorunda kalacaklar.

Önümüzdeki kırk yıl içinde altyapı maliyetinin yaklaşık 70 trilyon Amerikan doları olacağı tahmin ediliyor.
İnşaat ve mühendislik şirketleri;geleneksel mühendislik tedarikçileri ve taşeronlarının daha uzmanlaşmış beceriler gerektiren daha büyük ve çeşitli işlerin önünü açmalarıyla, altyapıya artan talebi karşılamak için değişim geçiriyor.

Yeni ihaleler alabilmek giderek daha fazla doğru uzmanlığa sahip olmaya dayanıyor, bu yüzden de kalifiye kaynak savaşı daha da şiddetleneceğe ve o uzmanlığa sahip olmak için şirket satın almaları gerçekleşeceğe benziyor. Yeni altyapı projelerinin özellikle Hindistan, Çin ve Brezilya gibi gelişen pazarlarda çok büyük ölçekli olması bekleniyor, bu yüzden de büyüklük ve küresel erişim önemli hale gelecek.
....

Bu araştırmaya ulaşmak için:
http://www.kpmg.com/TR/tr/Issues-And-Insights/ArticlesPublications/Documents/Kuresel-insaat-raporu-2012.pdf