Değerli okurlarımız, sizlere Hisense HVAC Türkiye Genel Müdürü ve Doğuş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Turhan KARAKAYA Beyefendinin "İklimlendirme Sektöründe Mesleki Yeterlilikler, Diplomalar ve Geleceğin İnşası" başlıklı Makalesini sunuyoruz.
İklimlendirme sektörü, günümüzde yalnızca konfor sağlamanın değil; enerji verimliliği, sürdürülebilirlik ve ekonomik kalkınmanın da anahtar alanlarından biri. Türkiye’de sektör, 2024 itibarıyla 8,1 milyar doları aşan ihracat hacmine ulaşırken, dünya genelinde pazar büyüklüğü 750 milyar dolara çıktı. Ancak bütün bu başarıların gölgesinde temel bir gerçek var: En gelişmiş cihaz bile, doğru eğitim almamış ellerde sıradan bir kutuya dönüşür. Bu nedenle sektörün geleceğini belirleyecek en kritik unsur, nitelikli insan kaynağıdır.
Hisense HVAC Türkiye Genel Müdürü ve Doğuş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Turhan KARAKAYABüyütmek için resme tıklayınBu noktada karşımıza iki kavram çıkıyor: Diploma ve MYK Mesleki Yeterlilik Belgesi. İlk bakışta birbirine alternatif gibi görünen bu iki araç, aslında birbirini tamamlıyor. Ama doğru anlaşılmadığında ciddi karışıklık yaratabiliyor.
Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK), iklimlendirme alanında onlarca meslek için standart tanımlamış durumda. “İklimlendirme Sistemleri Servis Elemanı (Seviye 4)”, “Mekanik Tesisatçı (Seviye 3–4)”, “Klima Bakım ve Onarımcısı” gibi belgeler, kişilerin sahadaki becerilerini ölçüyor. Teorik ve pratik sınavlarla alınan bu belgeler Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi (EQF) ile uyumlu, yani uluslararası kabul görüyor. Bu, Türk teknisyen ve ustalarına Avrupa’da çalışma imkânı sunuyor.
Ancak Türkiye’deki sistemin en çok tartışılan tarafı şu: Hiçbir formal eğitimi olmayan bir usta dahi sınava girip Seviye 5 MYK belgesi alabiliyor. Kâğıt üzerinde bu kişi, meslek yüksekokulu mezunu bir teknikerle eşdeğermiş gibi görünüyor. Oysa gerçek bambaşka. Çünkü MYK belgesi, yalnızca “mevcut becerinin ölçümü”dür; diploma ise “uzun ve sistematik bir eğitimin kanıtı”dır.
Bir meslek lisesi öğrencisi, dört yıl boyunca yalnızca uygulamalı atölye eğitimi almakla kalmaz; aynı zamanda matematik, fen, enerji verimliliği, iş güvenliği gibi derslerle teorik bir altyapı kazanır. Dolayısıyla meslek lisesi diploması, birden fazla MYK yeterliliğini kapsar. Örneğin “İklimlendirme Sistemleri Servis Elemanı” belgesi meslek lisesi müfredatının yalnızca bir bölümüdür. Bu nedenle diploma, tek bir yeterlilik belgesinden daha geniş bir değere sahiptir.
Aynı durum teknikerler için de geçerlidir. Bir ön lisans programı mezunu tekniker, yalnızca cihaz tamir etmeyi değil; projeyi okumayı, iş akışını denetlemeyi, raporlama yapmayı öğrenir. Seviye 5 MYK belgesi alan bir usta ise yalnızca sahadaki pratik becerisini ispatlar. İkisini eşitlemek, hem gençlerin meslek yüksekokullarına ilgisini azaltır hem de sektörde rol karmaşası yaratır.
Diploma, eğitimin bütününü ölçer; MYK belgesi, beceriyi görünür hale getirir. Birlikte, nitelikli iş gücünü ölçülebilir, denetlenebilir ve güvenilir kılar ve sektörün geleceği, işte bu ölçülebilir zeminde yükselecektir.Büyütmek için resme tıklayınMühendislik ise MYK çerçevesinin dışında kalmalıdır. Çünkü mühendislik, yalnızca uygulama becerisinin değil, bilimsel araştırmanın, tasarımın, inovasyonun ve sistem entegrasyonunun mesleğidir. Avrupa’da da durum nettir: EQF’de Seviye 3–5 meslek lisesi ve tekniker seviyesini ifade ederken, 6–7 üniversite lisans ve yüksek lisans düzeyini karşılar. Yani mühendislik, mesleki yeterlilik sınavlarıyla değil, akademik eğitimle tanımlanır.
Bu ayrımı doğru kurmak yalnızca unvanlar için değil, Türkiye’nin enerji geleceği için de kritik. Avrupa verilerine göre, düzenli bakım yapılan iklimlendirme sistemlerinde yüzde 15–20 enerji tasarrufu sağlanıyor. Türkiye’nin 2023’te 54 milyar doları bulan enerji ithalatı düşünüldüğünde, standartlara uygun bakım ve montajın ülke ekonomisine milyarlarca dolarlık katkı sağlayabileceği ortada. Yani diplomasıyla altyapısını kurmuş, MYK belgesiyle güncel becerisini göstermiş teknisyenler ve teknikerler, aslında enerji faturasında ülkenin yükünü hafifletiyor.
Uluslararası örnekler de bu ayrımı pekiştiriyor. Almanya’da dual eğitim sistemiyle yetişen teknisyenler hem diploma hem sertifikaya sahip oluyor ama hiçbir zaman mühendislerle eşdeğer sayılmıyor. ABD’de iklimlendirme servis hizmetleri, veri merkezleri ve sağlık tesisleri için kritik altyapı kabul ediliyor; teknikerler ve mühendisler farklı sorumluluklarla sistemi taşıyor. Japonya’da ise Omotenashi kültürü servis hizmetlerine yansıyor; teknisyen müşteriyle temasın yüzü olurken, mühendisler sistemin arkasındaki aklı temsil ediyor.
Türkiye’nin de bu ayrımı netleştirmesi gerekiyor. Aksi halde kısa süreli sınavla belge alan bir kişi ile yıllarca eğitim görmüş bir tekniker veya mühendis aynı kefeye konuluyor algısı doğar. Bu, gençlerin meslek liselerine ve yüksekokullara ilgisini azaltır, nitelikli iş gücü gelişimini sekteye uğratır. Doğru sistem ise şudur: Diploma temel zemini sağlar, MYK belgesi güncel beceriyi teyit eder. Diploma olmadan belge eksiktir; belge olmadan diploma ise sahada güncelliğini yitirir. İkisi birleştiğinde sektör kazanır, ülke kazanır.
İklimlendirme sektörü, gelecekte yalnızca cihaz teknolojisiyle değil, nitelikli insan kaynağıyla ayakta kalacak. Diplomasıyla altyapısını kurmuş, MYK belgesiyle güncel becerisini kanıtlamış teknisyenler, teknikerler ve mühendisler bu zincirin vazgeçilmez halkalarıdır.
Galileo Galilei’nin şu sözü konuyu en güzel şekilde özetliyor: “Ölçebildiğin şeyi ölç, ölçemediğini ölçülebilir hale getir.” İklimlendirme sektöründe diplomalar ve mesleki yeterlilik belgeleri, işte tam da bu ölçümün iki yüzüdür. Diploma, eğitimin bütününü ölçer; MYK belgesi, beceriyi görünür hale getirir. Birlikte, nitelikli iş gücünü ölçülebilir, denetlenebilir ve güvenilir kılar ve sektörün geleceği, işte bu ölçülebilir zeminde yükselecektir.
Dr. Turhan KARAKAYA
Hisense HVAC Türkiye Genel Müdürü
Doğuş Üniversitesi Öğretim Üyesi